KriptoKral.com Teknoloji Haber Merkezi Blog Gündem NACİ GÖRÜR ANTALYA İÇİN UYARIDA BULUNDU
Gündem

NACİ GÖRÜR ANTALYA İÇİN UYARIDA BULUNDU

Naci

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Antalya’da katıldığı “Deprem Dirençli Antalya” söyleşisinde önemli uyarılarda bulundu. Antalya’nın doğusundaki risklere dikkat çeken Görür, “Depremde Antalya’nın doğusunda binalar ya ters döner ya da suyun içine batarlar” dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Anttalks' etkinliği kapsamında 
AKM'de 'Deprem Dirençli Antalya' adlı söyleşiye katılan Prof. Dr. Naci Görür, 
Antalya'nın doğusundaki risklere dikkat çekerek, "Depremde Antalya'nın doğusunda 
binalar ya ters döner ya da suyun içine batarlar" dedi.

“SABAH UYANDIĞIMIZA 7 VE ÜZERİ DEPREM OLABİLİR”

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, 13,6 milyon sene önce Türkiye'nin levha 
hareketlerinin, bugünün hareketlerini yapacak şekilde oluştuğunu ve ülkedeki büyük 
fayların deprem ürettiğini söyledi. Türkiye'nin depremlerden kurtulamayacağını ve 
depremlerin sona ermeyeceğine dikkati çeken Prof. Dr. Görür, deprem dirençli yerleşim 
alanlarının oluşturulmasının önemini vurguladı. Prof. Dr. Görür, "Her depremde 80-90 
bin insanı bir gecede toprağa veremeyiz. Bu bize yakışmıyor. Türkiye'de herhangi bir 
yerde, sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir. Bu depremler de büyük afetlere 
neden oluyor. Can, mal kaybımız fazla oluyor. Türkiye'de 5'in üzerinde depremler ölüme 
neden oluyor. Bizim bunu halletmemiz lazım. Bunu anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 
6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yakın zamanda Japonya'da 7.6 
büyüklüğünde deprem olduğunu ve 132 kişinin tesadüfen öldüğünü anlatan Prof. Dr. Görür, 
benzer depremin Türkiye'de olması halinde on binlerce kişinin ölebileceğinden bahsetti.

“GÖKDELENLERİ DİKMEYE BAŞLAMIŞLAR”

Antalya'nın jeolojisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, Antalya'nın genç çökeller 
üzerine kurulduğunu söyledi. Antalya'nın büyük kısmının zemininin iyi ya da mükemmel 
olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Görür, falez ve traverten gibi karasal nitelikli 
kireç taşlar ile alüvyon dolguların üzerinde kentin büyük bölümünün yer aldığını 
belirtti. Kentin doğusundaki zeminin alüvyon dolgusundan oluştuğunu aktaran Prof. Dr. 
Görür, "Antalyalılar rant hastalığına yakalanmış. Gökdelenleri dikmeye başlamışlar. 
Antalya'da ne kadar gökdelen yaparsanız, tehlikeyi büyütürsünüz. Özellikle büyük bina, 
gökdelen yapabilecek insanlardan uzak durun. O düşüncelerden de uzak durun. Deprem 
dirençli Antalya için özellikle alüvyon dolgu, zemin için son derece sakıncalı. 
Antalya'nın üzerinde oturduğu körfez dolgusu, problemli bir dolgu. Kireç taşları ve 
travertenler göreceli olarak alüvyonlardan daha iyi ama o da problemli. Depremde 
Antalya'nın doğusunda binalar ya ters döner ya da suyun içine batarlar" dedi.

“ANTALYA AKTİF FAYLARLA ÇEVRİLİ”

Antalya'yı tehdit eden fay sistemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, şunları 
söyledi; "Akşehir zonu, Isparta- Burdur zonu ile Göller Yöresi'nin bulunduğu yerler 
düşey atımlı fayların olduğu bölge. Antalya Körfez doğu, batı ve kuzeyden aktif 
faylarla çevrili. Antalya fay zonlarına 100 kilometreden uzakta değil, 50-60 kilometre 
uzakta. Bu fay kuşaklarında olacak depremler, Antalya'yı önemli etkiler. Doğrultu 
atımlı faylarda 100 kilometrelik çap içerisindeki yöreler depremden etkilenir. 
Antalya'nın güneyinde Akdeniz içerisinde Kıbrıs, Girit bölgesinde Helen yayı dediğimiz 
dalma batma zonu var. Üç büyük tektonik hat Antalya'yı tehdit etmekte. Güneyden dalma 
batma zonu büyük deprem üretebilir. Girit yakınlarında 8 büyüklüğünün üzerinde deprem 
üretmiş, her an 7'nin üzerinde deprem üretebilir. Bu tehlike denizden gelir. Antalya'yı 
tehdit eden fay söz konusu. Akşehir ve Fethiye Burdur zonu deprem ürettiği zaman 
Antalya ciddi şekilde etkilenebilir."

“ANTALYA’NIN DOĞUSU DAHA ÇOK HASAR ALIR”

Yerel yönetimlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Görür, Antalya'yı tehdit eden fayların 
incelenmesi, risk analizi ile risk azaltma çalışması yapılması gerektiğini ifade etti. 
Antalya'ya yapılacak altyapı çalışmaları ve yatırımların deprem dalgalarının kentin 
yapısına etkisinin belirlendikten sonra gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Prof. 
Dr. Görür, "Ciddi deprem olsa Antalya'nın doğusu daha çok hasar görür. Alüvyonun 
üzerinde olduğu için sıvılaşma da olur. O bölgeye gökdelenler dikiliyor. Batısında 
traverten veya kireç taşlarının üzerinde olan binalar yüksek olmamak kaydıyla biraz 
daha dirençli olabilirler. Alüvyonun bulunduğu yerlerde şansınız yok. Deprem anında 
alüvyonlar içlerinde su tuttuğu için çökellerdeki su basıncı yukarı iletiyor. Yukarı 
iletince evlerin direnci azalıyor. Bina suyun içerisinde gibi hareket etmeye başlıyor 
ya dönüyor ya da batıyor" diye konuştu.

5 MİLYON TON TNT PATLAMASINA BENZER ENERJİ

Depremin büyüklüğü ve şiddeti kavramları arasındaki farkı da anlatan Prof. Dr. Görür, 
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 5 milyon ton TNT patlamasına benzer enerjinin açığa 
çıktığını söyledi. Yerel yönetimlerin kentleri depreme hazırlamaya yönelik çalışmaları 
hızlandırması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Görür, altyapı çalışmalarında betonarme 
boru kullanılmasını eleştirdi. Betonarme boruların kırılgan yapısından dolayı 
depremden etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Görür, zeminin yapısına uygun, esnekliği 
yüksek malzemeler kullanılmasını önerdi. Prof. Dr. Görür, kentlerde deprem anında 
çıkacak molozların gömüleceği veya bertaraf edileceği alanların henüz belirlenmediğini 
söyledi. Prof. Dr. Görür, "Güneydoğu'da 100 milyon ton moloz sağa sola gömüldü, çevre 
berbat edildi. İstanbul'da 350 milyon ton moloz çıkabilir. İstanbul'da bunu nasıl 
bertaraf edecek, geri dönüşüme tabi tutacaksanız. Kimse bilmiyor. Deprem eli kulağında 
gelirse ne olacak. Aceleyle kamyonlara doldurup, Marmara'ya dökersiniz. Marmara zaten 
ölüyor, Marmara da sizi öldürür" dedi.

“GERÇEK BEKA MESELESİ DEPREM”

Prof. Dr. Görür, Türkiye'deki gerçek beka meselesinin deprem olduğunu, İstanbul'da 
büyük deprem meydana gelmesinin ekonomik anlamda ülkeyi zora sokacağını söyledi. 
Deprem riski nedeniyle Marmara Bölgesi ve İstanbul'un stratejik yapısından dolayı 
hükümete öneride bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Görür, "Marmara Bölgesi'ndeki sanayiyi 
Anadolu'ya taşıyın. Anadolu'ya altyapı yapın, sanayiyi teşvik edin. Deprem nedeniyle 
sanayi aynı anda tehdit altına girmez, İstanbul'un nüfusu azalır. Her şeyi Marmara 
Bölgesi'ne toplamışız. Stratejik olarak doğru değil" dedi.
Kahramanmaraş depremleri öncesi yıllarca o bölgede deprem beklendiğini anlatmaya 
çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Görür, şunları söyledi; "Şimdi Tunceli, Pülümür, Bingöl 
yöresinin tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Erzincan ile Bingöl, Karlıova arasında 
Kuzey Anadolu Fayı'nın bir kısmı geçiyor. O fay, en son 1794 yılında kırılmış. 7.2 
büyüklüğünde deprem üretmiş. Her 250 senede bir ortalama deprem üretiyor. Onun için
 oradan endişe ediyoruz. 6 Şubat depremleri Arap levhasını Doğu Anadolu'ya 7-10 metre 
kaydırdı, sıkıştırdı. Kahramanmaraş'tan Hakkari'ye kadar olan kentlerde deprem riski 
fazlalaştı. Arap levhasının kuzeye ittirmesinden dolayı. Doğu Anadolu fayı, 
Kahramanmaraş'ın kuzeyi, Elbistan kuzeyinden Adana havzasında saçaklanıyor. 6 Şubat 
depremleri Adana'ya giren faylara stres yüklemiş olabilir. O bölgelerin dikkatli olması 
lazım."

KAYNAK

Instagram
KRIPTOKRAL.COM GÜNCEL HABERLER | Yatırım Tavsiyesi Değildir.

Exit mobile version