KriptoKral.com Teknoloji Haber Merkezi Blog Gündem VİTAMİN, MİNERAL VE BİTKİSEL PROTEİN DEPOSU: AŞURE
Gündem

VİTAMİN, MİNERAL VE BİTKİSEL PROTEİN DEPOSU: AŞURE

aşure

Beslenme uzmanları, aşurenin içeriğindeki baklagiller, tam tahıllar, sert kabuklu yemişler ve meyveler sayesinde birçok kronik hastalığa karşı koruma sağladığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve “Kalp dostu” olduğunu belirtiyor.

Muharrem ayının bir geleneği olan, bereket, paylaşma, birlik ve beraberliğin simgesi 
aşurenin sağlığa faydalarını, beslenme uzmanları AA muhabirine değerlendirdi.

İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Elif Güner, dini 
ve kültürel açıdan çok önemli yere sahip aşurenin üretimi ve tüketimi aşamasında
dikkat edilmesi gereken noktaların bulunduğunu söyledi.

Aşurenin sağlığa faydalarına ilişkin bilgi veren Güner, sadece bitkisel kaynaklardan 
oluştuğu için kolesterol içermediğini kaydetti.

Güner, tahıl, baklagil ve sert kabuklu yemişleri içeren aşurenin neredeyse etteki 
kadar yüksek kaliteli proteine sahip olduğuna dikkati çekerek, "Bu da farklı 
nedenlerle et tüketmeyi tercih etmeyen vegan ya da vejetaryen bireyler için önemli bir 
alternatif olarak karşımıza çıkıyor." dedi.

Bu tatlının orijinal tarifinde şeker yer alsa da özellikle diyabet hastası veya 
insülin direnci olan, obezite gibi farklı nedenlerle şeker tüketimini kısıtlaması 
gereken bireyler için şeker içeriğinin azaltılabileceğini anlatan Güner, 
tatlandırmanın taze meyvelerle sağlanabileceğini dile getirdi.

Güner, aşurede, baklagiller, sert kabuklu yemişler ve tam tahılların bir arada olması 
sayesinde yüksek miktarda lif alımının sağlandığını, bunun da bireyleri hem kabızlığa 
hem de kardiyovasküler hastalıklara karşı uzun vadede koruduğunu aktardı.

Aşurenin yaz aylarında besleyici ve serin bir ana öğün alternatifi olarak da tercih 
edilebileceğini belirten Güner, sağlığa diğer faydalarını şöyle sıraladı:

"Yapısındaki tam tahıllar, sert kabuklu yemişler ve meyvelerden dolayı içerisindeki 
fitokimyasallarla ilişkili olarak birçok kronik hastalığa karşı koruma sağlayabiliyor. 
Kuru meyveler, sert kabuklu yemişler ve baklagillerdeki A vitaminleri, magnezyum, 
çinko; taze meyvelerle zenginleştirirsek yine C vitamini içerikleriyle bağışıklık 
sisteminin de güçlendirilmesinde etkili olduğunu söyleyebiliriz."

Hazırlarken ve tüketilirken nelere dikkat edilmeli?

Güner, aşureyi hazırlarken ve tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin 
şu değerlendirmelerde bulundu:

"Orijinal tarifte buğday bulunduğu için çölyak ya da glüten hassasiyeti olan bireyler 
bunu revize edebilirler. Buğday yerine pirinç gibi glüten içermeyen ürünleri 
kullanabilirler. Standart bir aşure tarifi maalesef çölyaklı bireyler için uygun 
olmayacaktır. Orijinal tariflerimizde 'Baklagilleri bir gün önceden suda bekletelim, 
haşlayıp suyunu süzelim.' gibi bir uygulama önerilse de bunların suyunu süzdüğümüzde 
mineral ve vitaminlerde ciddi kayıplar meydana gelebiliyor. O yüzden baklagilleri az 
suda suyunu çektirerek pişirebiliriz. İçerisindeki şeker oranını minimum düzeyde 
tutup, şeker içeriğini meyvelerden sağlamaya çalışarak enerjisini ve basit şeker 
içeriğini azaltabiliriz."

Bazı tariflerde aşurede şeker yerine bal, pekmez kullanılabileceğinin söylendiğini 
ancak bunların yüksek sıcaklıklarda kanserojen bileşenler oluşturabileceği için 
kaynatılmaması gerektiğini anlatan Güner, bu ürünlerin aşure piştikten sonra içine 
eklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Güner, farklı yörelerde aşureye susam, fındık, fıstık, çam fıstığı gibi ürünler 
katılabildiğinden bahsederek, bunlar alerjen ürünler olduğundan tüketicilerin mutlaka 
tatlının içeriğini incelemesi gerektiğini ifade etti.

Alüminyum kaplar yerine cam ya da porselende ikram edilmeli

Dr. Öğretim Üyesi Elif Güner, aşure ikram edilirken alüminyum kaplar yerine cam ya da 
porselen tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Alüminyumun yüksek sıcaklıklarda besine ağır metal geçişine yol açtığını belirten 
Güner, eğer aşure sunumunda alüminyum kap kullanılacaksa, tatlının soğuduktan sonra 
porsiyonlanmasını önerdi.

“Her gün beslenmenizde bulundurun” denilen ürünleri tek kasede sunuyor

Memorial Bahçelievler Hastanesinden Uzman Diyetisyen Aslıhan Altuntaş da sağlıklı 
bir öğün olan ve vücuda faydaları bulunan aşureyi tüketirken, her besinde olduğu gibi 
dikkat edilmesi gereken kurallar bulunduğunu söyledi.

Bedenin sağlıklı olabilmesi için bitkisel kaynaklı besin çeşitliliğine ihtiyaç 
duyduğunu, aşurenin sağlıklı olmasındaki en önemli faktörün de bol malzeme 
çeşitliliği içermesi olduğunu belirten Altuntaş, nohut, kuru fasulye gibi bakliyatlar, 
buğday gibi tahıllar, yağlı tohumlar ile kurutulmuş meyvelerden oluşan aşurenin, 
diyetisyenlerce "Her gün beslenmenizde bulundurun." diye önerilen malzemeleri tek 
kasede sunduğunu anlattı.

Altuntaş, aşuredeki malzemelerin sağlığa faydalarına dair şunları kaydetti:

"En önemlisi kalp dostu olması. Kalp dostu yeni beslenme modellerinden Portfolio 
diyeti; 'Günde 45-50 gram kuruyemiş yiyelim, özellikle de fındık-badem olsun. Günde 
15-20 gram lif yiyelim -bu lifleri de aşuredeki nohut, kuru fasulye, buğday, yağlı 
tohum, meyvelerin tamamından alıyoruz- günde 35-50 gram baklagil yiyelim.' der. Bir 
kase aşure yediğimizde, kötü kolesterol dediğimiz LDL'yi düşüren, kardiyovasküler 
hastalıkların risk faktörlerini azaltan bu kalp dostu diyetin de önerdiği kuruyemiş, 
baklagil ve lif çeşitliliğini almış oluyoruz."

Aşurenin bağırsak dostu da olduğunu çünkü liflerin kabızlığa iyi geldiğini söyleyen 
Altuntaş, ancak bazı insanlarda baklagillerin kabızlığı tetikleyebildiği uyarısında 
bulunarak, bu nedenle kabızlık yapabilen irritabl bağırsak sendromu, crohn ya da 
ülseretif gibi hastalıkları olan kişilerin, özellikle sık atak geçirdikleri 
dönemdelerse aşure tüketmeden önce doktor ya da diyetisyenlerine danışmalarını önerdi.

Güçlü antioksidan olan E vitamini alımını sağlıyor

Altuntaş, glüten alerjisi, çölyak hastalığı olan kişilerin aşurede glüten içermeyen 
karabuğday kullanabileceğini dile getirdi.

Buğday ve bakliyatın magnezyumdan zengin olduğunu, tam tahıl olan buğdayla B grubu 
vitaminleri ile lif alındığını anlatan Altuntaş, ayrıca yağlı tohumlarda ve buğdayda 
güçlü bir antioksidan olan E vitamini bulunduğu bilgisini paylaştı.

E vitamininin çok yüksek bir antioksidan olduğunu, damarları koruyarak, bağışıklığı 
güçlendirdiğini aktaran Altuntaş, "E vitamini, reaktif oksijen türleri dediğimiz 
vücudumuzun kendiliğinden ürettiği bazı oksijen türleri vardır. Bunlar artarsa kalp 
hastalıklarına ya da vücuttaki başka birçok hastalığa da temel oluştururlar. Bunları 
süpürücü özelliğe sahiptir." diye konuştu.

Altuntaş, insülin direnci ya da şeker hastalığı olanların aşure tüketmesine yönelik 
değerlendirmesinde, "İçeriği sağlıklı olsa bile aşurede şeker kullanıyoruz. Esmer 
şeker, pekmez, bal ya da organik pekmez de koysak bunlar kan şekerini hızlı 
yükseltir. Kişide şeker hastalığı, karaciğer yağlanması varsa, aşureyi de haftada 
1-2 kez tüketecekse, kan şekerlerini ölçüp, gerekiyorsa insülinini ona göre yapıp 
tüketmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

KAYNAK

Instagram
KRIPTOKRAL.COM GÜNCEL HABERLER | Yatırım Tavsiyesi Değildir.

Exit mobile version