Ocak 22, 2025
İstiklal Cd. Tokatlıyan İş Mrk. K:1 N:1 Beyoğlu – İstanbul
Kripto Para

TRUMP COIN YENİ ÇAĞIN SENYORAJ MODELİ Mİ? MAHFİ EĞİLMEZ YORUMLADI

Mahfi

Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, Trump ve Melania Trump’ın çıkardığı kripto paraların kısa sürede milyarlarca dolar’lık bir değere ulaşmasını ve bu gelir modelinin tarihsel bağlamda “senyoraj” kavramıyla ilişkisini detaylı şekilde ele aldı.

Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, kendisine ait blogunda kaleme aldığı, 
"Trump Coin ve Senyoraj Geliri" başlıklı yazıda, yemin ederek ABD Başkanlığı görevine 
başlayan Donald Trump'ın kendi adına çıkardığı Trump Coin ve bu bağlamda senyoraj 
kavramı üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Eğilmez, bu gelirlerin etik ve yasal boyutlarına dikkat çekerken, değişen piyasa 
tepkileri ve ahlak anlayışlarını da kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. Eğilmez, 
Trump’ın başkanlık ünvanı olmadan bu ölçekte bir başarıyı elde edip edemeyeceğini 
sorguladı.

Eğilmez’in konuya ilişkin paylaşımı şöyle oldu:

“Trump, kendi adına bir kripto para (Trump Coin) çıkardı. Bu kripto paranın fiyatı 
birkaç saatte hızla yükseldi ve toplam değeri milyarlarca dolar'a ulaştı. Ardından eşi 
Melania Trump da kendi adına bir kripto para (Melania Coin) çıkardı ve o da inanılmaz 
hızla değer kazandı. Bu işlemler sonucu Trump ailesi servetlerine milyarlarca dolar 
servet kattı.

Para basma yetkisine senyoraj, paranın üzerinde yazılı olan değeriyle gerçek değeri 
arasındaki farka da senyoraj geliri deniyor. Merkez Bankası 100 liralık banknotu 10 
liraya mâl etmişse bu paradan elde edilecek senyoraj geliri 90 lira olmaktadır. Orta 
çağda senyör ya da lord'ların kendi adlarına para basma hakkı vardı. Dolayısıyla 
paranın üzerinde yazılı değerle gerçek değeri arasındaki fark bu senyörlere veya 
lord'lara kalıyor o nedenle bu gelire senyoraj (senyörlük) geliri adı veriliyordu. 
Zaman içinde para basma yetkisi devlet tüzel kişiliğine geçti ve senyoraj geliri de 
devlete kalmaya başladı. Tarihsel gelişim sürecinde devletler kâğıt para basma 
yetkilerini (bu yetkiyi kötüye kullanmamak adına) özerk ya da bağımsız merkez 
bankalarına devrettiler. Böylece senyoraj geliri kâğıt paraları basan merkez bankaları 
tarafından elde edilir oldu. Bununla birlikte devletin verdiği yetkiyle para bastığı 
için Merkez Bankası’nın senyoraj geliri dolayısıyla elde ettiği kârı Hazine’ye 
devretmesi genel kural olarak kabul edildi. Bir başka ifadeyle devlet, para basma 
imtiyazını merkez bankasına devretmiş olsa da kendi adına basılan paradan senyoraj 
gelirini almaya devam ediyor.

Kripto paralar, adında para ifadesi olsa da aslında tam anlamıyla para olarak kabul 
edilmiyor. Bir şeyin para olarak kabul edilmesi için üç işlev görmesi gerekiyor:

(1) Alış verişlere aracılık etmek,

(2) Değer ölçüsü işlevi görmek

(3) Değer saklama işlevi görmek.

Kripto paralar paranın bu üç işlevinden yalnızca üçüncüsünü (değer saklama işlevi) 
görebildiği için para olarak kabul edilmiyor. Buna karşılık bir senyoraj geliri 
sağladığı da açık. Para, senyoraj gelirini devlete bırakırken kripto paralar 
senyoraj geliri benzeri kazancı bu paraları çıkaranlara bırakıyor.  

Buradan hareketle Trump ve Melanie’nin çıkardıkları kripto paralarla elde ettikleri 
gelirin tam olarak senyoraj geliri olmasa bile ona çok yakın bir gelir kalemi 
oluşturduğunu söyleyebiliriz. Buradaki kritik soru şudur: Eğer Trump, ABD Başkanı 
seçilmeseydi böyle bir kripto para çıkardığında böylesine büyük bir gelir elde 
edebilir miydi? Bu sorunun yanıtlanması spekülasyon alanına girer ama eğer bir 
spekülasyon yapmak gerekirse söz konusu unvan olmasa bu kadar büyük bir gelir elde 
edilmesinin söz konusu olamayacağını düşünüyorum.

Amerikan yasalarında bu konuda yasal bir düzenleme olup olmadığını bilmiyorum. Kamu 
görevine gelenlerin servet ve gelirlerinin yönetimini, görevde bulundukları sürece 
kayyuma devretmek zorunda olduklarına ilişkin bir bilgi var hafızamda. Bu bilgiyi 
hızlıca araştırdım ama bir sonuca ulaşamadım. Bu durumda Trump’ın bulunduğu konumu 
kullanarak senyoraj geliri benzeri bir gelir elde etmesi yasa dışı mı değil mi bir 
şey söyleyemeyeceğim. Ama bu davranışın etik olmadığını söylersem sanırım yanılmış 
olmam. Bulunduğu makamın verdiği özel durumu kullanarak çıkar elde etmek etik bir 
davranış olarak kabul edilmese gerek.

Dünya öylesine tuhaf bir duruma geldi ki suç nedir, ahlâk nedir, etik ile ahlâk 
arasında bir fark var mıdır, bunların sınırı nerede başlar nerede biter gibi 
soruların yanıtlarını bundan bir süre önceye kadar çok daha rahat verebilirken bugün 
tereddütler içinde kalabiliyoruz.  

Yirmi birinci yüzyıla gelinceye kadar piyasalar bu konulara çok daha hassas yaklaşır 
ve net tepkiler verirdi. Şimdilerde ya hiç tepki vermiyor ya da çok cılız ve kısa 
vadeli tepkiler veriyor. Bu da bize etik anlayışların değiştiğini “benim kazancıma 
dokunulmadığı sürece beni ilgilendirmez” aşamasına geçildiğini gösteriyor. Eskiden 
gelişme yolundaki ülkelerde sistemi esir almış buna karşılık gelişmiş ekonomilerde 
ender ortaya çıkan ahbap çavuş kapitalizmi ve ahbap çavuş demokrasisi yirmi birinci 
yüzyılda küresel sistemin tamamını kuşatmaya başlamış görünüyor.

Yirminci yüzyılda hukuk dışı, ahlâka aykırı davranışlara tepki gösterilir, bunları 
yapanlar üst düzey yöneticiler, siyasetçiler ise piyasalar dalgalanılır ve bir süre 
durulmazdı. Bu yaklaşımların sonucunda o davranışlar ya düzeltilir ya da gerekiyorsa 
cezalandırılırdı. Yirmi birinci yüzyılda bu yaklaşımlar büyük ölçüde değişti. Hukukun, 
ahlâkın, etik anlayışların, piyasa tepkilerinin giderek zayıfladığı, bu davranışları 
sergileyenlerin değil, bu ilkelerden söz edenlerin pek de hoş karşılanmadığı bir 
döneme doğru yelken açmış ilerliyoruz.

Geriye baktığımda düşünüyorum da soğuk savaş falan vardı ama yirminci yüzyılın ikinci 
yarısı bayağı iyi bir dönemmiş.“

KAYNAK

Instagram
KRIPTOKRAL.COM GÜNCEL HABERLER | Yatırım Tavsiyesi Değildir.

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video