Kasım 24, 2024
İstiklal Cd. Tokatlıyan İş Mrk. K:1 N:1 Beyoğlu – İstanbul
Metaverse

I. AÇLIK SAVAŞI: METAVERSE KARIN DOYURUR MU?

Metaverse

Mine Ataman insanlığın gidişatına dair kitabında, en korkulanı, iklim krizinin milyarları nasıl açlığa sürüklediğini anlatıyor.

Pandemiyle birlikte değişenlerden biri de, distopyaya olan merakımız oldu. Tüm dünyayı 
kapsayan ve distopik eserlerdeki kadar olmasa da insanlığı topluca korkuya sürükleyen 
bir dönemin gerçek hayat provasını yapınca, bu türdeki eserler filmlerde, dizilerde, 
edebiyatta daha az görünür oldu. Fragmanını yaşadığımız olayın ilerisini görmek 
istemedik mi acaba? Ya da toplu histeriye kapıldığımızda başımıza neler gelebileceğini 
bilmek istemedik belki de.

10-15 yıl önce art arda çekilen ve “Geleceğin dünyasını” anlatan karanlık seriler, 
tahtını psikolojik gerilimlere ve polisiyeye bırakmış gibi görünüyor.

Ancak iklim değişikliği, artan savaşlar, ekonomik krizler ve tabii başımıza ne 
çoraplar öreceği belirsiz “Yapay Zekâ” bizi istesek de istemesek de gerçeklerle 
yüzleştirebilir.

Bu yüzleşmeyi, kurgu değil gerçekler yoluyla yapan eserlerden biri olan “I. Açlık 
Savaşı”nda Mine Ataman, dünyanın yok olmak üzere olduğuna dair uyarıda bulunuyor.

“İnsanlık yok mu oluyor?”

Mine Ataman, insanlığın gidişatına dair kitabında, en korkulanı, iklim krizinin 
milyarları nasıl açlığa sürüklediğini anlatıyor.

Kitapta, “İnsanlık yok mu oluyor?”, “Tarımın miadı doldu mu?”, “Metaverse karın 
doyurur mu?” gibi sorulara yanıt aranıyor.

Dünya Gazetesi ve Tarımdan Haber’deki tarım ve uygarlık konularında yazdığı yazılar ve 
televizyon programlarıyla da beslenme kültürünü tartışan Ataman “1. Açlık Savaşı”nda, 
“uygarlık sandalının batacağını” iddia ediyor.

Kitap, gezegenin varoluşundan günümüze iklimin tarıma, tarımın uygarlığa etkilerini 
anlatırken, insanın yok oluşunun da varoluşunun da yine insanlığın elinde olduğunu 
söylüyor.

Gıda kırılganlığı yoksul ülkelerde daha fazla

Elma Yayınevi etiketiyle çıkan kitapta, şehirlerin gıda kırılganlığına dair 
araştırmanın sonuçlarından da bahsediliyor. Uzmanlar, 10 yıl boyunca kuraklık, sel, 
kasırga gibi felaketlerin 284 şehirdeki olası etkilerini ve gıda dayanıklılığını 
araştırmış: Nature dergisindeki makaleye göre, biyoçeşitlilik temelli bir modelde, 
yiyecek tedariğini farklı coğrafyalardan yapan şehirler tüm kategorilerde diğerlerine 
göre yüzde 25 daha dayanıklı. Ataman, İstanbul, Ankara gibi şehirlerin kırılganlığının
yüksek olduğunu söylüyor: Bursa’nın, Mersin’in ise keyfi yerinde...

Araştırmanın vardığı sonuç sürpriz değil: Yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde gıda 
kırılganlığı daha fazla…

“El ele, zenginlik içinde çökeceğiz”

Yıkılan uygarlıkları inceleyerek toplumların iklim değişimlerini nasıl yönettiğini 
görebileceğimizi söyleyen Ataman, uygarlıkların çöküşünde iklimin etkisini de 
tartışıyor.

Ardından da soruyor, çöküş kaçınılmaz mı, yoksa hâlâ bir şansımız var mı:

“Yapılan araştırmalar geçmişten günümüze yıkımların; gelir eşitsizliği, salgın, iklim 
değişikliği, kıtlık gibi temel sorunlardan kaynaklandığını gösteriyor. Söz konusu bu 
sorunların bizim de sonumuzu getirip getirmeyeceği yapılan simülasyonlarla ortaya 
konuluyor.

Bir bütün olarak ülke ekonomileri ‘Yeni ekonomi coğrafyasına’ hazır mı? Yoksulluğun 
coğrafyası giderek genişliyor. Kıyamete karşı en mukavemetli olanlar kuzey ülkeleri, 
çoğu zengin…

Atalarımız çöktüğünde çöküşler bölgeseldi, birinin çöküşü başkalarının yükselmesi 
anlamına geliyordu. 21. yüzyılın çöküşü, çok azımızı hayatta bırakacağa benziyor. Bizi 
birbirimize bağlayan ekonomik bağlar, çöküşte de birlikte olduğumuzu gösteriyor. El 
ele, zenginlik içinde çökeceğiz.”

Karnı aç insan neler yapar?

Kitapta eyleme traktörleriyle çıkan çiftçilerin taleplerine de yer ayrılmış. 
Traktörlerin boşuna sahneye çıkmadığını söyleyen Ataman, çiftlik sayısının azaldığını, 
tarımın dünya istihdamında giderek daha az yer kapladığını yazıyor:

“Son 20 yılda Avrupa’da 5,3 milyon çiftçi işini kaybetti. 475 milyondan fazla çiftlik 
2 hektardan daha düşük arazide üretim yapıyor. Küresel tarım istihdamı 1,23 milyar. 
Afrika’da istihdamın yüzde 62’si, Asya’da yüzde 40’ı, ABD’de yüzde 3’ü ve Türkiye’de 
yüzde 15,8’den fazlası tarımdan geliyor. AB’de istihdamdaki payı yüzde 8’lerde. Karın 
doyurmaktan çok göz doyuran tarım, yoksulların ayaklanmasını durduran yegâne araç. 
Karnı aç insan topluluklarının neler yapacağı tarih sahnelerinde dolu.”

Kitapta insanlığın geleceği adına yapılması gerekenler ve “komplo teorisi” diye 
adlandırılan ancak çok farklı kesimlerden destek gören fikirler ve olası bir kıtlığın 
dünyada yaratacağı değişimler de tartışılıyor.

Önermeler distopya değil, gerçek. Bu sebeple de daha korkutucu.

“I. Açlık Savaşı”, Mine Ataman, Elma Yayınevi, 2024, 245 sf.

*Öne çıkarılmış görsel çizeri: Gerd Altmann / Pixabay

***Görsel Betimleme: Kurumuş ve çatlak bir zeminde yer alan bir manzara görülüyor. 
Ortam loş ve dramatik bir şekilde aydınlatılmış. Sol tarafta, kayalık bir zeminde 
oturan bir adam silueti, olta tutarken resmedilmiş. Sağ tarafta ise yine bir siluet 
halinde bir kişi, kurumuş zemin üzerinde duran bir kayıkta oturuyor ve elinde olta 
var.. Arka planda dağlık bir manzara var. Ayrıca, uzakta bir siluet daha, omzunda 
büyük bir nesne taşırken görülüyor.

KAYNAK

Instagram
KRIPTOKRAL.COM GÜNCEL HABERLER | Yatırım Tavsiyesi Değildir.

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video